Çanakkale destanı ve Atam!

Forumda dolaşırken gördüğüm bir konu beni çok şaşırttı ve bunu yazayım dedim. Yazan banlanmış birisi olsa da inananlar olabileceği ihtimali var. konu:''18 mart Zaferi ve M. Kemal Paşa'' Yazan: Seçkince.
İlk önce şunu belirteyim ki bu savaş kesinlikle ******'ün kişisel başarısı değildir. Ki o zamanlarda ****** bir yarbaydı ve bir tümen komutanıydı. Bunu kabul ederim. Orada şehadete ermiş binlerce askerimizindir en büyük pay. Fakat ''onun hiçbir payı yoktur, karargahında oturmuştur'' diyenlere de hayretle bakarım. Nasıl bu kadar kör olunabileceğine şaşarım. Bu adam size ne yaptı, ne bu düşmanlık derim. Ben konuşmayayım konuşan konuşmuş, buyrun:

İngiliz kaynakları:''Tarihte bir Tümen komutanının üç muhtelif yerde, vaziyete nüfus ederek yalnız bir muharebenin değil, aynı zamanda zaferin akıbetini celbi, bir milletin mukadderatına tesir yapacak vaziyet ihdasına nadiren rastlanır.”

Amerikalı Öğretim Üyesi Richard D. Robinson:''Kişisel cesaret, başkalarının hareketini seziş yeteneği, sabır, kendi hareketlerinin en etkili olabileceği zamanı kavrayış, kendi amacınısaklı tutarak, başka yönlerde inandırıcı biçimde ‘yanıltma, aldatma’ hareketleri yapabilme yeteneği, hasım kuvvetlerin nispî gücünü, objektif bir görüşle ve doğru olarak değerlendirebilme niteliği…” demiştir ****** için...

Yarbay Mustafa Kemal’in, Çanakkale Muharebeleri sırasında sıralı ilk amiri, ilk komutanı 3 ncü Kolordu Komutanı Mirliva Esat (Bülkat) :''...3 Mayıs 1915 günü, askerlerimizin göstermiş oldukları kahramanlıkları ve bu askere kumanda eden Mustafa Kemal Bey’in yararlılığını takdire değer buldum, karargâhıma döndüm.”

5 nci Ordu Komutanı Liman von Sanders:“ İlk askerî başarısını Trablusgarp’ta gösteren Mustafa Kemal, sorumluluk ve görevden zevk duyan bir komutan özelliğine sahipti. Daha 25 Nisan sabahı 19 ncu Tümen ile ve hiçbir yerden emir almaksızın kendiliğinden muharebeye müdahale ederek düşmanı sahile kadar püskürtmüş ve bundan sonra üç ay süre ile kırılmaz bir azimle devamlı düşman saldırılarına karşı koymuştu.”

“…Albay Mustafa Kemal Bey’i, vatanın bu büyük savaşta hizmetlerine muhakkak surette muhtaç olduğu çok müstesna kabiliyetli, yetkili ve cesur bir subay olarak tanıdım…Kendisine takdirimi ve şükranımı tekrar tekrar ifade ettim.”

Sultan Abdulhamit Han:“…Mustafa Kemal Paşa, oğlum Abit Efendi’ye iki ceylan yavrusu hediye etmiş. Bundan memnun oldum. Devletimim yüzünü ağartmış bir paşanın, Abit Efendi’ye yakınlık göstermesi, bir şahsiyeti olduğunu anlatıyordu. Oğluma münasip bir mukabelede bulunmasını hatırlattım. Biraz vakti halim olsa, ‘ bir altın saat ‘ diyecektim ama hem dedikodusundan çekindim, hem oldukça geçim sıkıntısı içinde olduğum için bir şey söylemedim. ‘Bir daha arkadaşına (Salih Bozok’a) gelecek olursa, haber ver, ben de göreyim’ demekle yetindim. Gerçekten bir defa daha gelmiş, bana haber verdiler. Sırtında bir pelerin vardı ve arkadaşına veda ediyordu. Uzaktan yüzünü iyice seçemedim ama sıradan askerlere benzemiyordu; tehlikeli bir sükûneti vardı.Enver Paşa’nın kendisinden niçin çekindiğini o zaman anladım. Bunu Talât Paşa tutuyormuş. Bunlar küçük şeyler ! Çanakkale’de, İngiltere, Fransa gibi iki büyük devletin ordusunu, donanmasını durdurdu, yüz geri etti ya, bana lâzım olan odur. Muvaffakiyeti için dua ettim.”

Baktığımızda daha nicelerini bulabiliriz. Başta dediğim gibi kahraman şehitlerimizindir en büyük pay. Ama savaşlarda farkı yaratanlar komutanlardır da aynı zamanda. ****** bu savaşta dehasını tüm açıklığıyla gözler önüne sermiştir. Düşmanın çıkarma yapacağı yerleri bilmiş, onların hamlelerini onlardan önce sezmiş, ellerini kollarını bağlamıştır. Son olarak şunu söyleyeyim bu büyük adamın bu vatanın tarihindeki yerini gözardı etmeye, silmeye çalışanlar, onun binde biri olabilselerdi keşke. Görmemeye, inkar etmeye devam edin, kendi kurduğunuz dünyanızda mutlu mesut yaşayın. Ama gerçek dünyada ****** gönüllerin tacıdır...
Ayrıca ...Mekanınız cennet olsun yüce şehitlerimiz...